Adli Bilimciler, oksijen tüplerinin güvenli kullanımı konusunda önemli bir çağrıda bulundu.
Oksijen tüpü güvenli kullanımı hakkında açıklama yapan Adli Bilimciler, oksijen tüplerinin güvenli kullanımı konusunda önemli bir çağrıda bulundu.
Adli Bilimciler Derneği Başkan Prof.Dr. İ. Hamit Hancı ve ADBİD Adli Yöneylem Araştırması Komisyonu Başkanı Av.Dr. Alp Aslan, oksijen tüplerinin kullanımı konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
26 Şubat 2025 günü Konya’nın Selçuklu ilçesinde hastaneden taburcu olan bebeklerini alan ailenin otomobilindeki oksijen tüpü nedeniyle çıkan yangında, üç aylık bebek ve on sekiz yaşındaki teyzesi vefat etmiş, yaralanan anne ve babası hastaneye kaldırılmıştır. Yaşadığımız bu çok acı olay, Ülkemizde her yıl yaşanan oksijen tüpü yangın ve patlamalarına bir kez daha dikkat çekilmesi gereğini ortaya çıkartmıştır. Oksijen tüpleri, sağlık hizmetlerinden sanayi uygulamalarına kadar birçok alanda hayati öneme sahip ekipmanlardır. Yüksek basınç altında sıkıştırılmış oksijen gazını depolayan bu silindirik tüpler, özellikle hastaneler, klinikler, endüstriyel atölyeler ve dalış gibi faaliyetlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Oksijen tüpleri hayat kurtarıcı oksijen desteğini sağlamaları ve endüstriyel kesme/kaynak işlemlerini mümkün kılmaları nedeniyle vazgeçilmezdirler. Ancak aynı zamanda, içerdiği saf oksijenin yüksek reaktivitesi ve tüplerin basınçlı yapısı nedeniyle yanlış kullanımda ciddi güvenlik riskleri oluşturabilirler. Dolayısıyla oksijen tüplerinin güvenli kullanımı konusunda farkındalık oluşturmak ve olası kazaları engellemek büyük önem taşımaktadır.
Oksijen Tüplerinin Patlama Nedenleri
Oksijen tüplerinin patlamasına veya yangına neden olabilecek çeşitli faktörler vardır. Bunların başlıcaları aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır:
• Yüksek basınç: Oksijen tüpleri çok yüksek basınçlarda gaz içerir (tipik olarak 150–200 bar aralığında). Bu yüksek basınç, tüp yapısında bir zayıflık, aşırı ısınma veya valf arızası durumunda ani ve şiddetli bir patlamaya yol açabilir. Örneğin, dolu bir tüpün doğrudan güneş altında aşırı ısınması iç basıncı tehlikeli seviyelere çıkararak tüp bütünlüğünü bozabilir. Benzer şekilde, valfin aniden tam açılması durumunda regülatör içinde ani basınç yükselmesiyle adyabatik ısınma meydana gelip tutuşma yaşanabilir.
• Yanlış veya dikkatsiz kullanım: Oksijen tüplerinin üretici talimatlarına aykırı veya özensiz şekilde kullanılması patlama riskini artırır. Örneğin, oksijen için özel tasarlanmamış ekipman ya da malzemelerin kullanılması tehlikelidir. Bazı malzemeler saf oksijenle temas ettiğinde amaca uygun olmayan veya tehlikeli reaksiyonlar verebilir.
• Yine tüp vanasını çok hızlı açmak, regülatörde parçacıkların hızla çarpıp kıvılcım çıkarmasına veya aniden yükselen sıcaklığın iç parçalarda tutuşmaya yol açmasına neden olabilir. Dolayısıyla tüp ve bağlantı ekipmanlarının doğru şekilde kullanılması hayati önemdedir.
• Darbe ve mekanik hasar: Tüplerin düşürülmesi, sert bir darbe alması veya valf koruması olmadan çarpması durumunda fiziksel hasar patlamaya sebebiyet verebilir. Yüksek basınçlı bir tüpün valfinin kopması halinde, tüp adeta bir roket gibi fırlayabilir ya da yapısal olarak bütünlüğünü kaybedip şiddetle patlayabilir. Yapılan araştırmalar, tüplerin sert bir sarsıntı veya yere sert bırakılmasıyla mekanik şok oluşabileceğini ve bunun da patlamayı tetikleyebileceğini göstermiştir. Bu nedenle tüpleri darbelere karşı korumak son derece önemlidir.
• Gaz sızıntıları (oksijen zenginleşmesi): Tüpün valf, bağlantı veya hortumlarındaki kaçaklar sonucu ortama oksijen sızabilir. Oksijen sızıntısı, bulunulan ortam havasının normalde %21 olan oksijen oranını yükselterek “oksijen zenginleşmesine” yol açar. Böyle bir ortamda yanıcı maddelerin tutuşma sıcaklığı düşer ve en ufak bir kıvılcım bile aniden yangına dönüşebilir. Örneğin, kapalı bir alanda sızan oksijen, kıyafetlere, mobilyalara veya araç içine nüfuz ederek onların normalden çok daha kolay alev almasına neden olabilir. Dolayısıyla tüplerdeki kaçaklar hem patlama hem de yangın riskini ciddi oranda artırır.
• Yanıcı maddelerle temas (yağ ve gres): Oksijen tüplerinin veya bağlantı elemanlarının yağ, gres, yakıt gibi hidrokarbon bazlı maddelerle teması son derece tehlikelidir. Yüksek basınç altındaki saf oksijen, bu tür yanıcı maddelerle temas ettiğinde şiddetli bir oksidasyon tepkimesi meydana gelir ve bu da patlama veya yangınla sonuçlanabilir. “Oksijen ve yağ asla bir araya gelmez” kuralının sebebi budur; küçük bir yağ kalıntısı bile oksijen altında adeta yakıta dönüşüp aniden tutuşabilir. Bu nedenle oksijen tüplerinin vanaları, regülatörleri ve bağlantı noktaları kesinlikle yağlanmamalı, tüpe yakın ortamlarda yağlı bez bulundurulmamalıdır.
Oksijen Tüplerinin Kullanım Alanlarına Göre Riskler
Oksijen tüplerinin yol açabileceği tehlikeler, kullanıldıkları sektöre ve ortama göre çeşitlilik gösterebilir. Farklı kullanım alanlarında karşılaşılan başlıca riskler şunlardır:
• Sanayi (Endüstriyel kullanım): Fabrika ve atölye ortamlarında oksijen tüpleri genellikle kaynak ve kesme işlemleri için yanıcı gazlarla birlikte kullanılır. Bu alanlarda tüplerin yanlış bağlanması, hortum karışıklığı veya geri tepmeyi önleyici valflerin eksikliği durumunda alev geri teperek tüpe ulaşabilir ve patlamaya neden olabilir. Örneğin, bir sanayi tesisinde dolum işlemi sırasında yere düşürülen bir oksijen tüpü aniden infilak etmiş; tüpün parçaları metrelerce uzağa fırlayarak ciddi can kayıplarına yol açmıştır. Ayrıca atölye ortamındaki sıcak kıvılcımlar veya elektrik arkı, tüp yüzeyinde hasar oluşturup oksijen sızıntısıyla birleştiğinde yangın tehlikesi yaratabilir. Bu nedenle sanayide oksijen tüpleriyle çalışırken çok sıkı güvenlik protokolleri uygulanır.
• Tıbbi kullanım (Sağlık sektörü): Hastanelerde, ambulanslarda ve evde oksijen tedavisinde kullanılan tüpler, hastaların hayatını kurtarmada kritik rol oynar. Ancak tıbbi ortamlarda da önemli riskler bulunur. Örneğin, hastane veya ev ortamında oksijen verilen bir odada sigara içilmesi ya da açık alev bulunması faciayla sonuçlanabilir. ABD’de yapılan istatistikler, her yıl evde oksijen tedavisi ekipmanının karıştığı 180’den fazla yangın çıktığını ve 70’ten fazla can kaybı yaşandığını göstermektedir – bu yangınların %70’inden fazlasının nedeni hastaların oksijen tedavisi alırken sigara içmesidir. Ayrıca tıbbi tüplerin düşürülmesi halinde valfin kopması, tüpün kontrolsüz bir şekilde fırlayıp etrafa çarpmasına (roket etkisi) neden olabilir. Sağlık kuruluşlarında oksijen tüpleri genellikle duvara zincirlenerek veya özel kafeslerde sabitlenerek bu tip kazaların önüne geçilmeye çalışılır. Yine ambulanslarda bulunan oksijen tüplerinin de üzücü kazalara neden olduğu görülmektedir. Bu kazalara kullanıcı, tesisat ve teknik hata ve eksikliklerin yol açtığı dikkat çekmektedir.
• Dalış (SCUBA ve su altı kullanım): Dalış sporunda kullanılan tüpler çoğunlukla basınçlı hava içerse de, teknik dalış ve acil durumlarda yüksek oranda oksijen içeren karışımlar da kullanılmaktadır. Oksijen oranı arttıkça ve basınç yükseldikçe, tüp ve ekipmanlarda yangın riskinin arttığı bilinmektedir. Özellikle %40’tan yüksek oksijen içeren gaz karışımları veya saf oksijen doldurulan tüpler, “oksijen temizliği” adı verilen özel bir bakım ve yağdan arındırma işlemine tabi tutulmazsa dolum sırasında kendiliğinden tutuşma meydana gelebilir. Dalgıç ekipmanlarında geçmişte yaşanan bazı vakalarda, oksijen valfi yavaş açılmadığı ya da ekipmanda kalan ufak bir yağ kalıntısı nedeniyle dolum esnasında alevlenme oluştuğu rapor edilmiştir. Bu nedenle dalış sektöründe oksijen kullanımında eğitimli personel tarafından çok sıkı prosedürler izlenir ve ekipmanlar oksijen uyumlu malzemelerle üretilir.
• Havacılık: Uçaklarda ve uzay araçlarında oksijen sistemleri hayati önem taşır (örneğin, kabin basıncı düştüğünde yolculara/pilota oksijen sağlama veya uzay görevlerinde yaşam destek sistemleri). Ne var ki bu sistemlerdeki bir tüp arızası, kapalı ve hassas ortamlarda felakete neden olabilir. 2008 yılında bir yolcu uçağında (Qantas Boeing 747) kargo bölümündeki bir oksijen tüpü, sebebi tam anlaşılamayan bir şekilde patlayarak uçağın gövdesinde yaklaşık 2 × 1.5 metrelik bir delik açmıştır Bu patlama sonucu kabin basıncı ani olarak düşmüş, uçak acil iniş yapmak zorunda kalmıştır. Havacılıkta oksijen tüpleri düzenli bakım ve testlerden geçirilmesine rağmen, böyle bir olay tüp patlamalarının ne denli ciddi sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir. Benzer şekilde, bakım hangarlarında veya uçak içinde yanlış elleçlenen bir tüp yangına ve sistem hasarına yol açabilir. Bu nedenle havacılık sektörü, oksijen tüplerinin taşınması ve kullanımı konusunda en katı güvenlik standartlarını uygulamaktadır.
• Diğer sektörler ve ortamlar: Oksijen tüplerinin kullanıldığı tüm diğer alanlarda da benzer riskler söz konusudur. Laboratuvar ortamlarında deneyler için kullanılan oksijen tüpleri veya kimya sanayinde reaksiyon hızlandırmak amacıyla kullanılan oksijen gazı, uygun olmayan koşullarda patlayıcı bir tehlikeye dönüşebilir. Örneğin, bir laboratuvarda oksijen tüpünün sızdırması, havadaki oksijen oranını yükselterek kıvılcıma karşı son derece hassas bir ortam yaratır. Yine oksijen tüplerinin üretim tesisleri veya dolum istasyonlarında yanlış depolanması, bir tüpün patlamasının zincirleme reaksiyonla diğer tüpleri etkilemesine neden olabilir.
• Evlerde kullanılan küçük boy tüpler de (örneğin KOAH hastalarının ev tipi oksijen tüpleri) benzer risk taşır; bu tüplerin devrilmemesi, ısı kaynaklarından uzakta tutulması ve çocukların erişemeyeceği şekilde muhafaza edilmesi gerekir. Kısacası, oksijen gazının yüksek reaktivitesi ve desteklediği yoğun yanma olgusu, kullanım alanı ne olursa olsun dikkat edilmediğinde tehlike oluşturabilmektedir.
Oksijen Tüpleri Güvenlik Önlemleri ve Öneriler
Oksijen tüplerinin güvenli kullanımı için alınması gereken önlemler iyi bilinmeli ve titizlikle uygulanmalıdır. Aşağıda, kullanıcıların ve işletmelerin uyacağı temel güvenlik kuralları ve öneriler listelenmiştir:
• Eğitim ve bilinçlendirmek: Oksijen tüpleriyle çalışacak tüm personel uygun eğitimden geçmeli ve tüplerin riskleri konusunda bilinçlendirilmelidir. İşverenler, oksijen tüplerinin kullanıldığı ortamlarda risk değerlendirmesi yaparak gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Çalışanların tüplerin doğru kullanımı, acil durumda yapacakları ve güvenlik ekipmanlarının (basınç düşürücü, valf, dedektör vs.) işleyişi hakkında bilgili olması kazaları önlemede ilk adımdır.
• Yağ, gres ve yanıcı maddelerden uzak tutmak: Oksijen ekipmanının temizliği hayati önem taşır. Tüp vanaları ve regülatörleri kesinlikle yağlanmamalı, bu parçalara el kremi dahil herhangi bir yağlı madde bulaştırılmamalıdır. Oksijen ile temas edebilecek contalar, hortumlar ve bağlantı noktaları “oksijen uyumlu” malzemelerden seçilmeli, asla standart kauçuk conta veya bant kullanılmamalıdır. Ayrıca tüpün bulunduğu ortama yakıt, çözücü, boya gibi yanıcı kimyasallar dökülmemelidir.
• Ateş kaynağından uzak tutmak: Oksijen tüplerinin yakınında sigara içmek, açık alev bulundurmak veya kıvılcım çıkarabilecek aletlerle çalışmak kesinlikle yasaklanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, saf oksijen ortamında normalde yanmaz görünen malzemeler bile kolayca tutuşabilir.
• Doğru ekipman kullanmak: Oksijen tüpleriyle daima uyumlu ve standartlara uygun ekipman kullanılmalıdır. Basınç düşürücü regülatörler, vanalar ve bağlantı elemanları oksijen servisi için tasarlanmış olmalı; örneğin birçok uzman, alüminyum yerine pirinç alaşımlı regülatörlerin tercih edilmesini önermektedir (pirinç, yüksek sıcaklıklara karşı daha dirençlidir). Tüp ile regülatör bağlantısını sızdırmaz şekilde sağlamak için yalnızca üreticinin önerdiği conta veya fitiller kullanılmalı, birden fazla conta üst üste takılmamalıdır. Ekipmanların periyodik bakımı yapılarak yıpranmış hortum, manometre veya valfler derhal yenilenmelidir. Kullanım öncesi, tüp vanasını regülatörü takmadan kısa bir an “kırmak” (hafifçe açıp kapatarak toz ve partikülleri üfleme) yöntemi uygulanarak regülatöre girebilecek kirleticiler temizlenmelidir.
• Tüpleri doğru şekilde açmak ve kullanmak: Oksijen tüpünün vanası her zaman yavaş ve kontrollü bir şekilde açılmalıdır. Ani ve hızlı açılışlardan kaçınılmalıdır; çünkü basıncın birden yükselmesi regülatörde aşırı ısınmaya yol açabilir. Vanayı yavaşça açmak, basıncın kademeli olarak regülatöre dolmasını ve oluşan ısının emniyetli biçimde dağılmasını sağlar. Ayrıca tüp vanasını açarken asla çıkış ucuna veya regülatöre doğru eğilerek yüz yaklaştırılmamalıdır. Her zaman olası bir geri tepmeye karşı koruyarak yana doğru durulmalıdır.
• Kaçak kontrolleri yapmak: Tüp bağlantıları ve hortumları, kullanımdan önce sabunlu su köpüğü gibi yöntemlerle sızıntı testine tabi tutulmalıdır. En ufak bir kabarcık sızıntısı tespit edilirse tüp kullanılmamalı ve teknik servise bildirilmelidir. Çakmak vb. ısı kaynağı ile kontrol kesinlikle yapılmamalıdır.
• Güvenli taşıma ve depolamak: Oksijen tüplerini taşırken ve depolarken dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Tüpler daima dik pozisyonda tutulmalı ve devrilmeyecek şekilde zincirle, kayışla veya kelepçeyle sabitlenmelidir. Taşıma sırasında tüpün vana koruyucu kapağı takılı olmalı ve tüp özel taşıma arabasıyla taşınmalıdır – tüpü sürüklemek, yuvarlamak veya düşürmek ciddi kazalara davetiye çıkarır.
• Isı ve güneşten korumak: Tüpler, doğrudan güneş ışığı altında veya 45°C’nin üzerinde sıcaklıklarda bırakılmamalıdır. Yüksek sıcaklık, iç basıncı artırarak güvenli çalışma limitlerini aşabilir. Bu nedenle tüpler serin, iyi havalandırılan, gölgeli alanlarda depolanmalı; mümkünse yangına dayanıklı bir dolap veya kafes içinde muhafaza edilmelidir. Depolama alanında oksijen tüpleri yanıcı gaz tüplerinden (asetilen, propanvb.) en az 6 metre mesafede veya yangına dayanıklı bir duvar ile ayrılmış şekilde tutulmalıdır, böylece olası bir sızıntı durumunda birbirlerini tetiklemeleri önlenir.
• Periyodik muayene ve standartlara uyum: Oksijen tüplerinin belirli aralıklarla yasal periyodik muayeneleri yapılmalıdır. Yetkili kuruluşlar veya mühendisler tarafından tüpün hidrostatik testleri gerçekleştirilerek metal gövdesinin sağlamlığı ve sızdırmazlığı kontrol edilmelidir. Ülkemizde TS EN 1442, TS EN 1863 gibi standartlar ve ilgili iş güvenliği yönetmelikleri, basınçlı gaz tüplerinin muayene ve bakımlarının düzenli yapılmasını şart koşar. Tüpler doldurulurken de dolum yapan firma, uluslararası saflık standartlarına uygun ve nemden arındırılmış oksijen gazı kullandığından emin olmalıdır.
• Tüpler kullanılmadığında tüm vanaları kapalı tutulmalı ve üzerindeki tüm ekipmanlar düzgün şekilde çıkarılıp koruma kapakları takılmalıdır.
Sonuç ve Çağrı
Oksijen tüpleri, doğru kullanıldığında hayat kurtaran ve iş süreçlerini kolaylaştıran araçlardır. Ancak ihmalkârlık veya bilgisizlik nedeniyle meydana gelen kazaların sonuçları çoğu zaman geri döndürülemez derecede ağır olmaktadır. Oksijen kaynaklı yangın ve patlamalar her ne kadar düşük olasılıklı görünseler de, gerçekleşmeleri halinde yüksek yıkıcı etkileri olmaktadır. Bu nedenle “bize bir şey olmaz” anlayışıyla hareket etmek yerine, en ufak bir risk bile ciddiye alınmalı ve güvenlik kültürü her düzeyde benimsenmelidir.
Tüm sağlık kuruluşlarını, sanayi tesislerini, dalış okullarını, havacılık birimlerini ve bireysel kullanıcıları oksijen tüplerinin güvenli kullanımı konusunda azami dikkate davet ediyoruz.
Standartlara uygun ekipman kullanımı, düzenli eğitimler ve denetimler sayesinde oksijen tüpleriyle ilgili kazaların büyük ölçüde önlenmesi mümkündür. Herkesin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi, hem kendi can güvenliğini hem de çevresindekileri koruması açısından zorunludur.
Unutmayalım: Oksijen tüplerinin güvenli kullanımı konusunda alacağımız basit ama etkili önlemler, gelecekte yaşanabilecek üzücü olayların önüne geçecek ve hayat kurtaracaktır.
Bu vesileyle tüm kullanıcıları ve ilgili sektörleri, belirlenen güvenlik kurallarına sıkı sıkıya uymaya ve güvenli kullanım için farkındalık yaratmaya çağırıyoruz.
Ülkemizde Geçmişte Yaşanan Bazı Oksijen Tüpü Yangın ve Patlamaları:
28 Mayıs 2014 – Aydın (Kuyumcu Atölyesi)
16 Ocak 2016 – İstanbul, Kağıthane (Ambulans)
9 Mart 2017 – Denizli (Servergazi Devlet Hastanesi)
17 Ekim 2017 – Gaziantep, Şehitkamil (Endüstriyel Tamir Atölyesi)
24 Kasım 2017 – Kocaeli, İzmit (Rehabilitasyon Merkezi)
20 Nisan 2018 – Iğdır (Küçük Sanayi Sitesi)
19 Aralık 2020 – Gaziantep (SANKO Üniversitesi Hastanesi)
13 Mayıs 2021 – Samsun (Eğitim ve Araştırma Hastanesi)
10 Aralık 2021 – Zonguldak (Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi)
26 Mayıs 2022 – Gaziantep, Nizip (Oto Sanayi Sitesi)
14 Temmuz 2022 – Şanlıurfa, Siverek (Eski Sanayi Sitesi)
29 Aralık 2023 – Giresun, Espiye (Sanayi Sitesi)
10 Mayıs 2024 – Denizli (112 Acil Ambulans İstasyonu)