Egeli akademisyen enflamasyonun akciğer kanserine etkisini araştıracak

Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Kahraman’ın yürütücülüğünü yaptığı, enflamasyon ve akciğer kanseri ilişkisine yönelik proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Proje ile enflamasyon ve akciğer kanseri ilişkisi hakkında kritik veriler ortaya konarak akciğer kanserinde enflamasyon hedefli yeni tedavi modelleri geliştirilmesi için temel hücresel biyolojik veriler elde edilecek.
Sağlık - 18 Ekim 2024 11:14

Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Kahraman’ın yürütücülüğünü yaptığı, enflamasyon ve akciğer kanseri ilişkisine yönelik proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Proje ile enflamasyon ve akciğer kanseri ilişkisi hakkında kritik veriler ortaya konarak akciğer kanserinde enflamasyon hedefli yeni tedavi modelleri geliştirilmesi için temel hücresel biyolojik veriler elde edilecek.

Proje ekibini tebrik eden Rektör  Prof. Dr. Necdet Budak, “Bilindiği gibi akciğer kanseri, hem görülme sıklığı hem de ölümcül olması sebebiyle ciddi bir sağlık sorunudur. Doç. Dr. Erkan Kahraman’ın yürütücülüğünü yaptığı proje kapsamında enflamasyon ve akciğer kanseri arasındaki ilişki incelenecek. Sağlık alanındaki yatırımlarımızın karşılığını başarılı projelerle almayı sürdürüyoruz. Hocamızı ve ekibini tebrik ediyorum” diye konuştu.

Akciğer kanserinin, kanser nedenli ölümler arasında birinci sırada yer aldığını ifade eden Doç. Dr. Erkan Kahraman, “Akciğer kanseri, neden olduğu komplikasyonlar ve mortalite oranları nedeniyle dünya genelinde üzerinde yoğun çalışılan, güncel, en önemli sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Bütün kanser türleri içerisinde en yaygın olarak görülen ikinci kanser türü olup dünya genelinde kanser nedenli ölümler içerisinde ise ilk sırada yer almaktadır. Risk faktörleri içerisinde sigara kullanımı, alkol, hava kirliliği, genetik yatkınlık, kronik enflamasyon, iyonizan radyasyon ve asbest, polisiklik hidrokarbonlar, ağır metaller gibi maddelere mesleki ve çevresel maruziyet yer almaktadır. Akciğer kanserinde geleneksel tedaviler cerrahi, radyasyon tedavisi ve kemoterapiye dayanmaktadır. Terapötik yaklaşımın seçimi, kanserin tipine, hastalığın evresine, hastanın fonksiyonel kabiliyetine ve hastalığın genetik karakterizasyonuna bağlı olarak değişmektedir. Kanser gelişiminde hasarlı genlerin ailesel kalıtımı önemli bir yer tutmasına rağmen, aslında tüm kanserlerin sadece yüzde 5 ila 10’u mutasyona uğramış genlerin ve somatik mutasyonların kalıtımından kaynaklanmaktadır. Geriye kalan yüzde 90 ila 95 neden ise, yaşam tarzı faktörleri ve çevre ile bağlantılı meydana gelen DNA’da ortaya çıkan mutajenik değişikliklerdir. Örneğin, tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 30’unun sigara, yüzde 35’inin beslenmeyle, yüzde 14 ila 20’si obeziteyle, yüzde 18’inin enfeksiyonlara ve yüzde 7’sinin de radyasyonla ve çevresel kirleticilerle maruziyet ile bağlantılıdır. Tüm bu risk faktörlerinde ortak görünen süreç halk arasında iltihaplanma ya da yangı olarak da tabir edilen enflamasyondur. Bu bulgular ve yeni gelişmeler sonucu, son yıllarda tümör başlatıcı enflamasyon bir kanser belirteci olarak tanımlanmıştır” dedi.

“Çalışmalar ABD’de yürütülecek”

Enflamasyonun kanser sürecine etki ettiğini söyleyen Doç. Dr. Kahraman, “Enflamasyon akciğer kanserinin hem başlamasında hem de sürdürülmesinde kritik roller oynamaktadır. Akciğer kanseri progresyonunda oluşan enflamatuvar mikroçevre, ortamda bulunan immun hücreler tarafından salınan birçok enflamatuar sitokinler nedeniyle kanser hücresinin sağ kalımı ve proliferasyonu için avantaj sağlamaktadır. Bu da kanser progresyonunun hızlanmasına hatta kemoterapötik ilaçlara karşı direnç oluşmasına yol açmaktadır. Bu nedenle enflamasyonun yönetilmesi akciğer kanseri progresyonunda kritik önem taşımaktadır. Biz de yapacağımız çalışma ile akciğer kanseri gelişimi ve ilerlemesinde kritik rolleri olan enflamasyona odaklanacağız. TÜBİTAK 2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı desteğiyle, çalışmalarımı Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Fosyth Enstitüsü Klinik Operasyonlar Direktörü Prof. Dr. Alpdoğan Kantarcı’nın laboratuvarında ve onun süpervizörlüğünde, Amerika Birleşik Devletleri, Cambridge-Boston’da 9 ay süresince gerçekleştireceğim. Bu zaman süresince akciğer kanseri tedavisinde enflamasyon hedefli yeni aday moleküller üzerine odaklanacağız. Birçok araştırma grubu ile ortak çalışmalar yaparak hem akademik hem de bilimsel yeni bakış açıları oluşturmayı amaçlamaktayız.  Araştırma sonuçlarımız enflamasyon ve akciğer kanseri ilişkisi hakkında birçok kritik veri ortaya koyacak, ayrıca akciğer kanserinde enflamasyon hedefli yeni tedavi modelleri geliştirilmesi için temel hücresel biyolojik verileri sağlayacaktır” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

BENZER HABERLER