Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumunu gerçekleştirdi.
Eğitim Yüzyılı
Eğitimin en temel insan haklarından biri olmakla beraber devletlerin de temel görevlerinden biri olduğuna işaret eden Bakan Yusuf Tekin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” veciz ifadesinde karşılığını bulan millî eğitim davasının oluşturduğu şuurla Bakanlık olarak eğitimi sadece maddi refah sağlayacak yolları açan bir yatırım alanı olarak değil, aynı zamanda insana dokunan her alanı ihya ederek millî varlığı ve istikbali teminat altına almanın en etkili yolu olarak gördüklerini anlattı. Bu yaklaşımla cumhuriyetin ikinci asrına tekabül eden 21. yüzyılın, yani Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda “eğitimin yüzyılı” olarak şekilleneceğine inandıklarını aktaran Bakan Tekin, bu hedefin tecellisi için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi.
Erdemli Bir Toplum İnşa Etmek
Günümüzdeki ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmelerin, öğrenci merkezli anlayıştan bir adım daha öteye gitmeyi zorunlu kıldığını ve öğrencinin öğrenme taleplerinin dikkate alındığı bir öğrenme sürecini ön plana çıkardığını aktaran Bakan Tekin, “Eğitimin bir başka yönüyle de erdemli bir toplum inşa etmenin önemli bir vasıtası olduğunu söyleyebiliriz. Yeni attığımız adımlarımızla gerçekleştirmek istediğimiz dönüşüm; temel hak ve hürriyetleri merkeze alan, insanı önceleyen, evrensel uygulamalarla uyumlu, millî ve manevi hassasiyetleri önemseyen, beceri ve görgü odaklı, esnek ve sürdürülebilir bir eğitim hizmetini hedeflemektedir.” değerlendirmesinde bulundu. Çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilimsel yaklaşıma sahip, kültürel zenginliğinin farkında olan ve mensubu olduğu milletine karşı duyarlı, “yetkin ve erdemli” nesiller yetiştirmeyi hem görev hem de sorumluluk olarak telakki ettiklerini belirten Bakan Tekin, “Eğitim sistemimizin amacı ve pek tabii bizim mefkûremiz, ‘iyi insan’ yetiştirmektir. Millî Eğitim Bakanı olarak şahsım başta olmak üzere tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı bu hedefe uygun olarak yürütüyoruz” diye konuştu.
“Eğitim alanı popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmamalı”
Bakan Tekin, bu inançla erken çocukluk eğitiminden başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde bireylerin daha nitelikli eğitime erişebileceği bir sistemi oluşturma kararlılıklarının 22 yıldır kesintisiz sürdüğünü ifade etti. Bakan Tekin, “Popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmaması ve büyük bir hassasiyetle ele alınması gereken ‘millî meselemiz’ eğitim alanında, 2025 yılında gerçekleştireceğimiz çalışmalara ve bütçesine verecekleri destekle eğitimi daha üst seviyeye taşıma adına sunacakları yapıcı katkılar için Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi tüm milletvekillerine şimdiden teşekkürü bir borç biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak, önceliğimiz”
Bakan Tekin, Bakanlık olarak ülkenin Türkiye Yüzyılı vizyonu hedeflerine ulaşmada sorumluluk almak ve katkı vermek için yüksek bir motivasyonla çalıştıklarını belirtti. Bunun gerçekleşmesinin şüphesiz ülke olarak tüm kurumların ve vatandaşların sürece dâhil olmasıyla mümkün olabileceğine işaret eden Tekin, “Bunun için başlattığımız eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak, önceliğimizdir” diye konuştu. Bakan Tekin, bu vizyon çerçevesinde yüklendikleri sorumluluklara omuz vermek isteyen başta siyasetçiler olmak üzere velileri, vatandaşları, hayırseverleri, belediyeleri ve diğer paydaşları çocukların geleceğini güzelleştirecek bu hikâyenin parçası olmaya davet etti.
Eğitim bütçesi, 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84’ünü oluşturuyor
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2002’de Millî Eğitim Bakanlığının merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı alan 4. kurum iken 2003’ten bu yana olduğu gibi 2025 yılında da en büyük payı alan kurum olduğunu bildirdi. Millî Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve diğer Bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçesinin, 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlendiğini belirten Bakan Yusuf Tekin, “Bu rakam, 2025 yılı merkezî yönetim bütçesinin yüzde 14,84’ünü oluşturmaktadır.” bilgisini verdi. Verilen bu destek sayesinde eğitimde fiziki ve teknolojik altyapı, insan kaynağı, mevzuat ve müfredat konularında uluslararası göstergelerde de vurgu yapılan önemli ilerlemeler kaydedildiğine işaret eden Bakan Tekin, bu ilerlemeler sayesinde eğitime erişim, okullaşma oranları ve eğitimin niteliğinin arttığını ifade etti.
734 Bin Derslik İle Hizmet Veriyoruz
2002’den itibaren eğitimde sağlanan gelişmeleri verilerle aktaran Tekin, örgün eğitimde 2002-2003 eğitim öğretim yılında 367 bin 145 derslik varken 2024-2025 eğitim öğretim yılında 734 bin 913 derslik ile hizmet verdiklerini belirtti. Bakan Tekin, “Son yirmi yılda, önceki 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa edilmiştir.” dedi. 2002-2003 eğitim öğretim yılında resmî okullarda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken, bugün 1 milyon 23 bin 553 öğretmenle millete karşı sorumlulukları yerine getirme gayretinde olduklarına dikkati çeken Tekin, “Hâlen görevinin başında olan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80’inin hükûmetlerimiz döneminde atandığını ifade etmek isterim. Ayrıca rakamsal olarak 799 bin 643 öğretmenin atamasını gerçekleştirmiş durumdayız.” değerlendirmesinde bulundu. Yapılan bu yatırımlar sayesinde 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 36, ortaöğretimde 30 olan derslik başına düşen öğrenci sayısının, 2024-2025 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 23, ortaöğretimde 22’ye düştüğünü belirten Bakan Tekin, “Aynı şekilde, 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 olan öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bu yıl ilkokulda 18, ortaokulda 14, ortaöğretimde ise 12 olmuştur.” bilgisini paylaştı. Bu rakamlar incelendiğinde, eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının arttığını, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Tekin, “Böylece, ülkemizin eğitim alanındaki görünümünün OECD ortalamalarına ulaşması, ülkemiz adına büyük bir başarı, çocuklarımız adına ise memnuniyet verici bir kazanımdır.” dedi.
1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği hizmeti
Bakan Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından pansiyon kapasitelerinin ve bursların artırılmasına, taşıma yoluyla eğitime erişim hizmetinden ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı sosyal yardım hizmetlerinin kararlı, kapsamlı ve birbirini destekleyecek şekilde verildiğini vurguladı. Bu çalışmalar sayesinde, dezavantajlı öğrenciler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin eğitime erişiminin daha da kolaylaştırıldığını belirten Bakan Tekin, şöyle devam etti: “2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir. Bu kapsamda, taşıma hizmeti ve ücretsiz öğle yemeği hizmeti giderleri için toplam da 24 milyar 942 milyon 612 bin 302 lira harcama yapılmıştır. Bunlara ilaveten, 6 Şubat 2023’te meydana gelen asrın felaketi sonrasında ikametlerinden ayrılıp diğer illerde eğitim öğretimine devam eden öğrenciler, barındıkları sosyal tesisler, öğretmenevleri ve yurtlardan kayıtlı oldukları okullara ücretsiz taşınarak ücretsiz öğle yemeğinden de faydalandırılmıştır.”
4 milyar 430 milyon ders kitabı ücretsiz dağıtıldı
Bakan Yusuf Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen ücretsiz ders kitabı uygulaması kapsamında, toplamda 4 milyar 430 milyon ders kitabının ücretsiz dağıtıldığını bu yıl ise 180 milyon ders kitabının öğrencilere ücretsiz dağıtıldığını bildirdi. Dezavantajlı çocukların okula erişiminin artırılması ve öğrenme kayıplarının giderilmesine de özel önem verdiklerinin altını çizen Tekin, nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla bir yerleşim yerinde ana sınıfı açılması için gerekli öğrenci sayısının 10’dan 5’e düşürüldüğünü anımsattı. Ayrıca, okul öncesi eğitim kurumu bulunmayan ve yeterli öğrenci sayısı olmadığı için ana sınıfı açılamayan kırsal yerleşimlerde, esnek zamanlı, toplum temelli ve ücretsiz eğitim veren uygulamaların hayata geçirildiğini belirten Bakan Tekin, bu bölgelerde ana sınıfı açılamaması durumunda, alternatif erişim modellerinin geliştirildiğini anlattı. Bu kapsamda “Gezici Öğretmen Sınıfı” modeli ile bir öğretmenin birden fazla yerleşim yerine giderek çocukları uygun bir alanda toplayıp eğitim verdiğini, “Taşıma Merkezi Ana Sınıfı” modeliyle ise çocukların rehber personel eşliğinde en fazla 20 kilometre mesafeden taşıma merkezi seçilen okula ulaşarak eğitim aldığını aktaran Tekin, mevsimlik tarım işçileri ile göçer ve yarı göçer ailelerin çocuklarının eğitime erişimleri ile ilgili bu yıl itibarıyla önemli bir eylem planını hayata geçirdiklerini belirtti.
“Ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir”
Bakan Tekin, sunumunda okullaşma oranlarına ait güncel verileri de paylaştı. Okul öncesi eğitimde 5 yaş grubunda okullaşma oranının 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 11,7 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında ise yüzde 84,26’ya yükseldiğini bildiren Bakan Tekin, şöyle konuştu: “İlköğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 90,98 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 95,65’e yükselmiştir. Ortaöğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 50,57 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 87,97’ye ulaşmıştır. Uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlamak açısından eğitim kademesinden bağımsız olarak yaş gruplarına göre okullaşma oranlarına bakıldığında 2023-2024 eğitim öğretim yılında 5 yaş grubunda yüzde 86,24, altı dokuz yaş grubunda yüzde 98,61, on on üç yaş grubunda yüzde 98,32 ve on dört on yedi yaş grubunda ise yüzde 91,25 oranlarına ulaşılmıştır.”
Türkiye Okullaşma Oranı OECD Ortalamasının Üzerinde
Çalışmalarının uluslararası raporlardaki yansımalarının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Bakan Tekin, şu bilgileri verdi: “OECD tarafından 2024 yılında yayımlanan ‘Bir Bakışta Eğitim’ raporunda, OECD genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 14, ortaokul ve ortaöğretimde ise 13 olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir. Türkiye’nin okullaşma oranında göstermiş olduğu dikkat çekici artış yine aynı raporda vurgulanmaktadır. Türkiye’de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı yüzde 98,8 ile OECD ortalamasının üzerine çıkmıştır. Bu göstergeler sizlerin sayesinde ülkemizin eğitime yaptığı yatırımların etkilerinin görülmeye başladığının ispatıdır. Yine OECD raporuna göre Türkiye’nin eğitim harcamaları açısından da OECD ortalamasıyla uyumlu olduğu görülmektedir. Türkiye’de eğitim, tüm kamu harcamalarının yüzde 10,7’sini oluşturmakta, OECD’de bu ortalama yüzde 10 civarındadır.”
Türkiye, PISA toplantısına ev sahipliği yapacak
Bakan Tekin, Türkiye’nin üyesi olduğu OECD’nin “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı”na da değindi. Türkiye, PISA uygulamasına ilk defa katıldığı 2003’te matematik alanında 41 ülke içinde 34, fen alanında 35, okuma becerileri alanında ise 33. sırada yer aldığını; 2022 PISA uygulamasında ise Türkiye’nin okuma becerileri alanında 81 ülke arasında 36, matematik alanında 39, fen alanında ise 34. sırada yer aldığını söyledi. PISA 2022 raporunda “Türkiye, on yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme sağlayan nadir ülkelerden birisidir.” ifadesinin yer aldığını belirten Bakan Tekin, “PISA, Türkiye’nin sağladığı bu başarılarla ilgili olarak diğer ülkelerle bu başarıların paylaşılması anlamında bir toplantı talep etmiş, olup bu toplantı, 7-9 Mayıs arasında 90 ülkeden yaklaşık 200 temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilecektir” diye konuştu.
TIMMS Araştırması
TIMSS araştırmasında 1999’da matematik alanında ilk kez hazırlanan raporda 38 ülke arasında Türkiye’nin 31. sırada, 2019 yılında ise 39 ülke arasında 20. sırada yer aldığını belirten Tekin, “PISA ve TIMSS’e ilave olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu’nda Türkiye 193 ülke arasında 45. sıraya yükselerek üst üste 4. kez ‘çok yüksek insani geliştirme’ kategorisinde yer alan ülke hâline döndük.” dedi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin program geliştirme sürecinin eğitim bilimlerinin temel ilkelerine uygun şekilde planlandığını vurgulayan Bakan Tekin, sürecin ihtiyaç analiziyle başlatıldığını söyledi. İhtiyaç analizi kapsamında 81 ilin millî eğitim müdürlüğünde program değerlendirme komisyonları kurularak mevcut programların değerlendirilmesinin yapıldığını anlatan Tekin, öğretmenlerin süreçte karşılaştıkları zorluklar, mevcut öğretim programlarına dair eksiklikler ve ihtiyaçlar hakkında kapsamlı veri toplama çalışması yapıldığını belirtti.
Öğrenciler ile Anket Çalışması
Bakan Tekin, 81 ilden öğrenci görüşleri alındığını, 17 bin öğrencinin yanıtladığı anket çalışmasıyla öğrencilerin beklentileri ve ihtiyaçlarının tespit edildiğini ifade ederek, “2013’ten itibaren öğretim programları ve ders kitaplarına ilişkin gelen görüş ve öneriler, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından arşivlenmiş ve bu görüşler üzerinde içerik analizi yapılarak çalışmalar rapor hâline getirilmiştir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli öğretim programlarında kullanılması kararlaştırılan beceri setleri ile ilgili çalışmalar, sivil toplum kuruluşlarına da gönderilerek onların da görüş ve önerileri alınmıştır.” diye konuştu. Çalışmaların tecrübeli ve alanında uzman büyük bir ekiple yürütüldüğüne dikkati çeken Bakan Tekin, şunları kaydetti: “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini, geçmişten gelen birikimini merkeze alan bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla hedefimiz, millî, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, dikkat ve farkındalığı gelişmiş, eleştirel bakabilen, çözüm odaklı, sorumluluk sahibi, yetkin ve şahsiyetli bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bu modelle eğitim öğretim sistemimizin merkezine aldığımız öğrencilerimizi, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bütüncül olarak geliştirmeye çalışıyoruz.” Bakan Tekin, bu müfredatla öğrencileri yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önüne alan, onların öğrenme ihtiyaçlarına ve hızlarına uygun farklılaştırılmış öğretim yaklaşımını önemli yenilik olarak hayata geçirdiklerini ifade etti.
“Uluslararası öğrenci sayısı 345 bine ulaştı”
Bakan Tekin, yükseköğretimde son yıllarda yaşanan niceliksel büyümeyle başta yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılında 208 yükseköğretim kurumunda 7,4 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü söyledi. Tekin, 1984’te 20 bin 333 olan toplam öğretim elemanı sayısının bu yıl 184 bin 167’ye, aynı dönemde öğretim üyesi sayısının ise 6 bin 826’dan 106 bin 495’e yükseldiği bilgisini verdi. Yükseköğretim Kurulunun “uluslararasılaşma”yı stratejik bir hedef olarak benimsediğini ve bu hususta tüm üniversiteleri teşvik ettiğini dile getiren Tekin, “UNESCO verilerine göre 2019 yılından itibaren Türkiye, dünyada en fazla uluslararası öğrencinin bulunduğu ilk on ülke arasında yer almaktadır. Üniversitelerimizde öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı 2013’te 43 bin 251’ken, bu yıl itibarıyla 345 bine ulaşmış durumdadır.” diye konuştu.
“ÖSYM her yıl yaklaşık 14 milyon adaya sınav gerçekleştiriyor”
Millî Eğitim Bakanı Tekin, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığının ülkenin önemli hizmet kurumlarından biri olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “Bütün hizmetlerini e-Devlet standartları çerçevesinde yürütmekte, bilimsel ve teknolojik yeniliklerden yararlanarak sürekli kendisini geliştirmekte, hizmet kalitesini günden güne artırmaktadır. ÖSYM her yıl yaklaşık on bir on dört milyon arasında değişen adaya 60 farklı sınavı gerçekleştiren bir kurumdur. Yaklaşık olarak ayrıca 25 kamu kurumuna da yerleştirme işlevini yerine getirmektedir. 2024 yılı içinde ÖSYM bünyesinde bugüne kadar yaklaşık 14 milyon adayın katıldığı 17’si elektronik olmak üzere, toplam 60 sınav gerçekleştirilmiştir. Bu sınavlarda engeli veya sağlık sorunu olan yaklaşık 154 bin aday, sağlık durumlarına uygun koşullar sağlanarak sınavlara alınmıştır.” Bakan Yusuf Tekin, sunumunun sonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin eğitim camiasına, tüm paydaşlara ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulundu.
Bakan Yusuf Tekin, Bütçe Görüşmelerinde Soruları Yanıtladı
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Tekin, CHP grubundan öğretmen atamalarındaki mülakatlarla ilgili yoğun eleştiriler geldiğini ifade ederek, mülakatlarda kamera kaydından tutanağa kadar birçok başlıkta tedbirler aldıklarını söyledi. CHP’li vekillerin mülakatlara karşı olmasına rağmen partilerinin yönetimindeki belediyelerin mülakatlarla işçi ilanlarına çıktığını ifade eden Bakan Tekin, “Eğer ‘itfaiye memurluğu öğretmenlikten daha önemlidir.’ diyorsanız bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatıyla ilgili yaptığım şey bu” diye konuştu.
“60 bin kişiden 1100 kişinin yeri değişmiş”
Çok sayıda adayın KPSS’deki başarı sıralamasının, sözlü mülakat sonuçlarının ardından düştüğüne ve illerdeki komisyonların farklı puanlar verdiğine yönelik iddiaları cevaplayan Tekin, şu bilgileri verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benimki, sizinki gibi istatistiksel anlamı olmayan rakamlar değiller. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Bunların hepsinin istatistikleri elimizde var. 60 bin kişiden toplam 1100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, bazı milletvekillerinin sıralaması değişen kişi sayısının 5 bin olduğunu söylemesi üzerine, “Yanlış. Benim elimde il bazlı rakam var.” karşılığını verdi. Bursa ve İstanbul’daki sözlü mülakatların sıkıntılı olduğunun ifade edilmesi üzerine Tekin, “Din kültürü konuşulduğu için onu söylüyorum. Din kültüründe Bursa’da 197 kişi mülakata girmiş, İstanbul’da 688 kişi. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi sayısı 23 bin 688 kişinin girdiği İstanbul’da ise 51 kişi.” dedi.
“Yeni bütçemizle inşallah bu sıkıntıyı aşmış olacağız”
Halk Eğitimi Merkezlerindeki usta öğreticilerin ücretlerine ilişkin soru üzerine Bakan Tekin, CHP’li milletvekillerin tasarruf tedbirleri kapsamında usta öğreticilerin halk eğitimi merkezlerinde görevlendirilmediklerini söylediğini belirtti. CHP’nin geçen yıl bütçeyle ilgili Anayasa Mahkemesine açtığı iptal davasının ardından bütçe üstü ödeme konusunda sıkıntıya girdiklerini dile getiren Tekin, şöyle konuştu: “Özellikle özel eğitime ihtiyaç duyan, ‘gölge öğretmen’ diye tanımlanan kişiler açısından veyahut okullarımızda destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında bizim kullandığımız bir marj var, yıl içinde. Her yıl bütçe kanununa tahmini bir rakam konulur saat bazlı olarak 64 milyon saat, 65 milyon saat ve benzeri. Biz yıl içinde kaç saat kurs açılacağını bilemediğimiz için veya kaç öğrencimiz kursa devam edeceğini bilemediğimiz için bu bir bazdır. Her yıl Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız bize açılan kurslarda görevliler için ödemelerimizi yaptı. Kurslar açıldıkça da ödemeler yapıldı. Fakat Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında iki ay yaz aylarında usta öğreticilerimizin maaşlarını ödeyemedik çünkü bu kota dolmuş oldu. Şu an itibarıyla biz yeni bütçemizle, inşallah, bu sıkıntıyı da aşmış olacağız” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
Bu haber 17 kez okundu.